6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Konsolide metin
“Hakkaniyete uygun” bir yargılama için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin getirdiği bir takım şartlar vardır. Bu şartlardan en önemlisi, tarafların arasında “silahların eşitliği ilkesi”dir. Diğer bir ifadeyle, mahkeme önündeki süreçte taraflar arasında tam eşitlik olmalı ve bu eşitlik yargılama boyunca devam etmelidir. Buna göre yargılama süreci içinde yapılan her işlem (mesela delil ve karşı-delillerin sunulması, iddia ve karşı iddiada bulunma gibi) silahların eşitliği ilkesi açısından değerlendirilir. Örneğin silahların eşitliği ilkesi, Schuler-Zgragen/İsviçre davasında davacının dava dosyasını inceleyebilme ve dosyadan bazı belgelerin fotokopilerini alabilme, mahkeme kararına dayanak teşkil eden bilirkişi raporlarının kendisine gösterilmesi açısından incelenmiştir[688]. Askeri Yüksek İdare Mahkemesine üyelerin atanma usulü 1982 Anayasasının 157.
Maddesi ihmal edilerek uygulanmayacak ve doğrudan AİHSnin 5. Fıkraları uygulanarak oda hapsi disiplin cezası yargı yerince denetlenebilecektir. TSK’da görevli personele sadece disiplin amirleri tarafından değil disiplin kurulları tarafından da disiplin cezaları verilebilmektedir. Askeri Ceza Kanunu ile 477 sayılı kanunda yazılı disiplin suçları ile disiplin tecavüzlerinden dolayı disiplin cezası vermeye disiplin amirleri yetkilidir. Birinci bölümde açıklandığı üzere, TSK’da görevli Devlet memurlarına verilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezası disiplin kurulu kararı alındıktan sonra verilebilmektedir.
Anayasa’ya göre kamu hizmeti görenlerin kanunsuz emirleri yerine getirmeleri yasaktır. Ancak askerî hizmetlerin görülmesi bakımından kanunla buna istisnalar getirilebilir. Maddeleri gereği askerler aldıkları emirleri derhal ve mutlak surette yerine getirmekle yükümlüdürler. Verilen emrin yerine getirilmesinden dolayı sorumluluk emri verene aittir. Maddesine göre de, ast verilen emrin sınırlarını aşmadıkça veya suç amacı taşıdığını bilmediği sürece kanuna aykırı emirden dolayı sorumlu tutulamaz[501].
- İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.
- B) Barış zamanında; Türk karasuları dışında bulunan gemilerde görev yapan erbaş ve erlere sadece buralarda bulundukları süre içinde işledikleri disiplinsizlikler nedeniyle, disiplin amirleri tarafından 27 nci maddede belirlenmiş olan esaslar çerçevesinde verilebilir.
Maddesi uyarınca, şikâyet söz veya yazı ile en yakın amire yapılır. Eğer bu amirden şikâyet olunacaksa bir derece üstündeki amire yapılır. – Oda hapsi cezasını belirli hapis odalarında topluca geçirirler. Ancak bu yetkinin istisnai olarak kullanılması ve suistimal edilmemesi gerekir. Cezanın derhal yada uygun bir zamanda infazı mümkün iken sırf cezalıyı geç terhis etmek saikiyle cezanın infazının terhise bırakılması yetkinin kötüye kullanılmasıdır. Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve hizmet dışındaki davranışlarıyla göstermek zorundadırlar (657 SK m.8/1). Çünkü Devlet memurları, resmi sıfatları nedeni ile Devleti temsil etmektedirler\. Canlı krupiyelerle oyna, gerçek bir kumarhane atmosferini evinden hisset. paribahis mobil giriş\. Bu suçta korunmak istenen hukuki yarar, memuriyet sıfatının itibar, güven ve saygınlığıdır[225]. Kurumun huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozan siyasi veya ideolojik hareketlerin adli açıdan suç teşkil etmesi gerekmez. Maddesinin (E) fıkrası altındaki Devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektiren fiiller, ceza hukuku anlamında suç oluşturup oluşturmamasına göre belirlenmemiştir. Devlet memurlarının görevi terk etmesi, uzun veya kısa süreli de olsa disiplin suçunu oluşturur. Suçun oluşumu için memurların görevi aynı zamanda terk etmeleri de şart değildir.
Maddesine göre üstler emri altında olmazsa bile astlarını geçici olarak tutuklayabilirler. Maddesi ihlal edilemeyeceğinden, bu üstün rütbesinin tutukladığı asta ceza vermeye elverişli ve yeterli olması şarttır. Buna göre üstle ast arasında maiyet, nevi, süre, miktar, rütbe ve görev bakımından uygun ilişkinin bulunması gerekir. Amir statüsünde olmayan üst, rütbesinin ceza vermeye elverdiği statüdeki astını tutuklayabilir. Daha önceki bölümlerde ayrıntılı biçimde değinildiği üzere doktrinde AİHS’nin iç hukuktaki yeri konusunda fikir birliği yoktur. Ancak, yorum kuralları olarak ve yardımcı bir norm şeklinde yargı kararlarında değerlendirilmesi elbette mümkündür.
Yasama organı bu hükme dayanarak bir kısıntı getirmediği takdirde sırf bu Anayasa hükmüne dayanılarak Silahlı Kuvvetler mensupları hakkında disiplin ceza kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olduğu sonucuna varılamaz. Yine yasama organı yargı denetimi kısıntısını düzenleyen yasa kuralını yürürlükten kaldırdığı takdirde Anayasaya aykırılıktan söz edilemez. Her iki Anayasa kuralı da yasama organına yetki veren bir düzenleme olup, Anayasanın 125. Maddesindeki Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şuranın kararlarının yargı denetimi dışında olduğu, 159. Maddesindeki, Hakimler ve Savcılar Kurulunun kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamayacağı şeklindeki, yasama organına takdir yetkisi vermeden açıkça yargı yolunu kapatan bir hüküm içermemektedir. Buradan çıkan sonuç ortada bir Anayasa-Sözleşme çatışması değil kanun-sözleşme çatışması olduğudur. Maddesinde öngörülen geçici olarak tutuklamanın, muhatap olunan kişiyi hürriyetinden mahrum eden bir karar olduğu açıktır. Geçici olarak tutuklama kararı, tıpkı hakim (mahkeme) kararları gibi hüküm ve sonuç doğurur[570]. Tutuklama, kişi hürriyetini kısıtlayan geçici bir tedbirdir. Çünkü, geçici tutuklama tedbirinden güdülen gaye, disiplinin bozularak askeri düzenin sarsılmasını ve askeri hizmetin aksamasını önleme zaruretidir. Bu zaruret toplumu korumak düşüncesinden değil, askeri hizmetin özelliklerinden doğmaktadır. Bu özelliğin kaynağı, Türk toplumunda askerliğe verilen önem ve askerlik görevine hasredilen değerler bütünüdür.
İdari para cezası, idari makamlar tarafından, konusu suç teşkil etmeyip kabahat olarak nitelendirilerek yasaklanan eylem ve davranışlar sonucunda doğrudan yetkili idari makamlarca verilen para cezalarıdır. İdari para cezalarının en önemli özelliği bir suça istinaden değil, kanunen kabahat olarak tanımlanan davranışlar üzerinden düzenlenmeleridir. Kanunda suç olarak tanımlanmış fiillere karşılık verilecek para cezası adli para cezası olarak nitelendirilirken, kabahat olarak tanımlanan fiillere karşılık verilecek para cezası ise idari para cezası olarak nitelendirilir. Her ne kadar adli para cezaları kimi durumlarda hapis cezasına çevrilebiliyor olsa da idari para cezalarının hapis cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Kabahatler Kanunu’na göre idari para cezası maktu veya nispi olabilir. Ayrıca kanunda alt ve üst sınır belirlenmesi suretiyle idari para cezasının sınırlandırılması da söz konusu olabilmektedir. Benzer bir kararda davacı; 1632 sayılı Kanunun 179 ncu maddesine göre disiplin tecavüzü ve kabahatlerinden dolayı bir ay sonra ceza verilmemesi gerekirken, savunma alındıktan beş ay sonra kendisine ceza verilmesinin Kanunun 179. Maddesinin açıkça ihlali olduğunu belirterek 3 gün göz hapsi cezasının yok hükmünde sayılarak iptali istemi ile dava açmıştır. Başka bir kararda; bir astsubayın dilekçe ile sağlık ve birlikteki huzursuzlukları ileri sürerek atama talebinde bulunduğu, 2.